Haber

İBB Meclisi’nde konuşan İmamoğlu: “Atatürk’ün armağan ettiği İstanbul’umuza hizmet etmekten onur duyuyorum”

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İstanbulBüyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi, Cumhuriyet Kuruluşunun 100. yılında muhteşem bir şekilde toplandı. Meclis toplantısına başkanlık eden Lider Ekrem İmamoğlu, tarihi bir ana tanıklık ettiklerini vurguladı; “Atatürk Cumhuriyeti, ortak ve evrensel bir insanlık projesine inanır. Dünyaya buradan bakar. Barışı önceler. Ama barışın, baskı ve zor kullanarak alınan bir karar değil, onurlu ve onurlu insanların kararı olduğunu tüm dünyaya haykırır. onların özgür iradesidir. Dünyanın içinden geçtiği bu karanlık dönemde bu barış bildirisini insanlığa vermeliyiz. Bunu yaparken de kendi toplumsal barışımızı güçlendirmeliyiz. Tarihin derinliklerinden günümüze, Fatih Sultan Mehmet’in emanetine, Mustafa Kemal Atatürk’ün esaretten kurtarıp bizlere armağan ettiği İstanbul’umuza emanet. İşte bu noktada ben de bu makamlardayım.” Cumhuriyetimize layık olan, var olmamızı sağlayan Atatürk Cumhuriyeti’dir” dedi.

İBB MECLİSİ TÜRK BAYRAKLARIYLA DONATILMIŞTI

Ekrem İmamoğlu ve beraberindekiler daha sonra Türk Bayraklarıyla süslenen İBB Meclis Salonu’na giderek olağanüstü toplantı gerçekleştirdi. Cumhuriyet

Dört partinin Grup Başkanvekillerinin konuşma yapmasının ardından İmamoğlu kürsüye gelerek şunları söyledi:

“Cumhuriyetin önerdiği kozmik bildiriyi kalbimizde hissetmemiz gerekiyor: Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetimizin ilanının 100. yılı. Bu gün millet olarak hep birlikte tarihte yeni bir yolculuğa başladığımız gündür. Bu günü yeterince kutlayamayız. Yeterince gurur duyamayız. Ülkemizin kurucusu büyük önder Atatürk’ü yeterince minnetle anamayız. Ama bir başka noktaya da değinmek istiyorum; Sizleri, bölgemizin içinden geçtiği bu karanlık günlerde Cumhuriyetimizin anlamını yeniden düşünmeye davet ediyorum. Cumhuriyetimizin ne anlama geldiğini anlamak bu karanlık günleri aşmamıza yardımcı olacaktır. Daha da fazlasını iddia edeyim. Türkiye Cumhuriyeti projesi, tüm halkların barışa ve özgürlüğe doğru gerçek adımlar atabilmesi için en değerli, en kapsamlı ve en canlı referanslardan biridir. Geçtiğimiz yüzyılda da durum böyleydi. Bu yüzyılda da bu böyledir. Cumhuriyetin yurttaşları olarak Cumhuriyetin önerdiği kozmik mesajı yüreğimizde hissetmemiz gerekiyor.

DÜNYA TARİHİNİN KIRMA ANINDA OLABİLİRİZ: Hem kuzeyimizde hem de güneyimizde iki kanlı savaş devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve ardından gelen savaş, güneyimizdeki Filistin’e saldırı ve İsrail’in insani hatası. Aynı zamanda çatışmalarda sivilleri hedef alan bir süreç de insanların yüreğini yakıyor. Bu çatışmaların her ikisinin de etkileri çok büyük olacak. Dünya tarihinde bir kırılma noktasında olabiliriz. Kozmik değerlerin, insan onurunun, özgürlüğün ve eşitliğin büyük zarar gördüğü bir dönemdeyiz. Ülkelerin bağımsızlığı fikri üzerine kurulan uluslararası sistemin sarsıldığı bir dönemdeyiz. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra reddettiğimiz “bazı ırklar diğerlerinden üstündür” düşüncesinin yerine, “bazı toplumlar diğerlerinden daha değerlidir, bazı hayatlar diğerlerinden daha değerlidir” anlayışının hakim olduğu bir dönemdeyiz. yine pervasızca yayılıyor.

BU ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK ANLAYIŞI CUMHURİYETİN ÖZÜDÜR: Bu çalkantıda Cumhuriyetimizin değerinin farkına varmamız, onu referans almamız ve o süreci en güçlü şekilde ifade etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Bu bizim için, bölgemiz, kardeş halklarımız ve tüm dünya için çok değerlidir. Cumhuriyet, devlet rejiminin çok ötesinde bir gerçekliktir. Bu aynı zamanda birlikte yarattığımız bir toplumsal projedir. Bu sosyal projenin özünde insanın özgürlüğü, eşitliği ve toplumun dayanışması yatmaktadır. Cumhuriyet, tüm vatandaşların hiçbir baskı ve tahakküme maruz kalmadan, özgürce, eşit şekilde ve dayanışma içinde kurup yönettikleri rejimin adıdır. Cumhuriyet efendiyi ve tahakkümü reddeder. Cumhuriyet anlayışında hiçbir birey, toplumun hiçbir kesimi diğerine egemen olamaz. Aynı şekilde devlet de topluma hakim olamaz. Bu özgürlük ve eşitlik anlayışı Cumhuriyetin özüdür. Cumhuriyet aynı zamanda tek ülkenin, tek halkın, tek milletin diğer ülkeler, halklar ve milletler üzerindeki hakimiyetini de reddeder. Bireysel özgürlük ve toplumsal bağımsızlık, cumhuriyetçiliğin merkezinde yer alan özgürlük ilkesinin vazgeçilmez iki unsurudur. Laiklik; Özgürlüğümüzün, düşünce ve vicdan hür insan olmamızın vazgeçilmez kuralıdır. Popülizm ise hem demokrasinin hem de sosyal adaletin çerçevesini kurar. Eşit ve özgür vatandaşlardan oluşan halkın, bazen temsilcileri aracılığıyla, bazen doğrudan halkın kendisi tarafından aldığı kararlar ve beklentiler demokrasinin özüdür. Aynen burada ortaya konan görevlerimizde sorumluluklarımız gibi. Ancak demokrasi sosyal bir temel olmadan eksik kalacaktır. Dolayısıyla tahakküm dayatmayan, kamu yararını ön plana çıkaran devletin rolü, Cumhuriyetimizin devletçilik unsurunda kendine yer bulmaktadır.

CUMHURİYET, HAKİMİYETİ, HAKİMİYETİ, BİR TOPLUMUN BAŞKA BİR TOPLUMDAN ÜSTÜN OLDUĞU TEZİNİ, DOLAYISIYLA Sömürgeciliği ve Emperyalizmi KESİNLİKLE REDDEDER: Cumhuriyet’te milliyetçilik ilkesi, bir toplumun diğerinden üstün olduğunu kabul eden milliyetçilikten ayrılır. “Cumhuriyetçi milliyetçilik” milletler arasında eşit olmayı, başka ülkelerin boyunduruğu altına girmemeyi prensip haline getirir. Cumhuriyet, efendiliği, tahakkümü, bir toplumun diğerine üstün olduğu tezini, dolayısıyla sömürgeciliği ve emperyalizmi şiddetle reddeder. Devrimcilik her zaman değişimin altını çizer. Toplumun ve kurumların yeni gerçeklikler karşısında kendilerini değiştirme iradesini ilke edindi. Dolayısıyla Cumhuriyet ideali, yalnızca özgürlüğün, eşitliğin ve dayanışmanın garantisi değil, aynı zamanda hem toplumsal hem de uluslararası barışın da garantisidir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda dünyaya tam olarak bu mesajı verdik. Biz özgür olmayı isteyen ve bunu başarma iradesine sahip bir milletiz. Kendimizi özgürce dönüştürüp eşitlik, refah ve barış içinde yaşayan bir toplum olmak istiyoruz. Ülkemizde ve dünyamızda barış istiyoruz. Cumhuriyetimiz özgür ve eşit yurttaşların dayanışma içinde kurduğu toplumsal barışın adıdır. Ülkemizin, 100 yıl önce olduğu gibi bugünlerde de bu eşitlik, özgürlük ve dayanışma mesajını en güçlü şekilde, en üst düzeyde dünyaya aktarması gerekiyor. Bu faktörlerin ışığında ülkemizin maalesef içinde bulunduğu kutuplaşmaya son vermemiz gerekiyor. Tarihi yaraları iyileştirirken, kendini dışlanmış hissedenleri bu eşitlik, özgürlük, dayanışma ve barış ilkeleri ışığında buluşmaya davet ederek cumhuriyetimizi, yani birlik ve beraberliğimizi yenilememiz gerekiyor. Cumhuriyetimiz dünyadaki hiçbir toplumun diğerine üstün olmadığının referansıdır. İnsan onurunun evrensel olduğunun bir referansıdır. Her türlü tahakkümün, sömürgeciliğin, emperyalizmin reddinin referansıdır. ‘Atatürk Cumhuriyeti’ ortak ve evrensel bir insanlık projesine inanır. Buradan dünyaya bakıyor. Barışı ön planda tutar. Ancak barışın tahakküm ya da güç yoluyla alınan bir karar olmadığını, onurlu insanların özgür iradesiyle verdiği bir karar olduğunu tüm dünyaya haykırıyor.

DÜNYANIN GEÇİRDİĞİ BU KARANLIK DÖNEMDE İNSANLIĞA BU BARIŞ BİLDİRGESİNİ VERMEK ZORUNDAYIZ: Bu ilkeleri yeniden yüreğimizde hissetmeli ve sahiplenmeliyiz. Dünyanın içinden geçtiği bu karanlık dönemde bu barış bildirisini insanlığa vermeliyiz. Bunu yaparken de kendi toplumsal barışımızı güçlendirmeliyiz. Aynı zamanda dengede olmamız gerekiyor. Söylediklerimize gerçekten inanmalıyız. Ahlaklı olmalıyız. Başkalarına söylediklerimizin bizi de bağladığını unutmamalıyız. Ve elbette kendimize ve özgür irademize güvenmeliyiz. Bu duygu, değer ve ilkelerle bu kadim İstanbul’a hizmet etmekten büyük onur duyuyorum. Bize emanet edilen tarihin derinliklerinden bugüne taşınan güzel İstanbul’umuza, Fatih Sultan Mehmet’in emaneti, Mustafa Kemal Atatürk’ün esaretten kurtarıp bizlere armağan ettiği İstanbul’a hizmet etmekten onur duyuyorum. Bize bu mevkileri sağlayan Cumhuriyetimiz Atatürk Cumhuriyeti’ne laik olmak sorumluluğumuzdur. Bu duygu ve düşüncelerle, Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına, milletimizin tüm atalarına, dedelerine, büyükannelerine rahmet ve şükranlarımı sunuyor, her birini saygıyla anıyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılını onurla, gururla, umutla kutluyorum. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın binlerce yıllık Türkiye Cumhuriyeti. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun”

100. YIL PARKINI TEBRİKLER

Törende yapılan konuşmaların ardından Büyükçekmece’de ismi açıklanmayan bir parka oybirliğiyle “100. Yıl Parkı” adı verildi. Lider Ekrem İmamoğlu ve meclis üyeleri de belediye binasının fuaye alanına yerleştirilen anma kitabını imzaladı.

FATİH VE İBB’DEKİ YASAL PORTRELERİ

Toplantının ardından Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB Meclis 1. Başkan Yardımcısı Zeynel Abidin Okul, CHP Grup Başkanvekili Tarık Balyalı, AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, MHP Grup Başkanvekili Volkan Yılmaz; İBB’nin uluslararası müzayedelerden satın alarak İstanbul’a getirdiği Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ın portrelerinin yer aldığı Fatih Madalyonu önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kaynak: ANKA / Yeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort